top of page
result_img_2023_03_25_00_26_47_edited_edited_edited.jpg

TEMEL HUKUK BÜROSU

Çözüm odaklı şeffaf avukatlık

Ara

Düğünde Takılan Ziynet Eşyaları Kime Aittir

Yazarın fotoğrafı: Av. Beyza Nur Betül ErsoyAv. Beyza Nur Betül Ersoy

Ziynet eşyasını, evlilik sebebi ile genellikle düğünlerde damada ve geline verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezikler, hasır setler, kolyeler, gerdanlıklar, takı setleri gibi eşyalar ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir.


Tarafların boşanma süreçlerinde karşılaştığı problemlerden birisi de düğünde takılan ziynet eşyalarının kime ait olduğu hususudur. Düğün merasimi nedeniyle kadın ve erkeğe takılan altın, ziynet eşyası, para, değerli eşyalardan kadına özgü olanların kadına ait olduğu kabul edilmiştir.


Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bazı kaynaklarda düğünde takılan takılardan erkek tarafının taktıkları erkeğin, kız tarafının taktıkları kızın olduğu bilgileri yer alabilir ancak hukuken böyle bir şey söylemek mümkün değildir. Aksine düğünde takılan ziynet eşyasının ve paranın dahi kadına ait olduğunu gösteren Yargıtay Kararları bulunmaktadır.


Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.01.2016 tarih ve 2015/21024 Es. 2016/1292 K. sayılı ilamı; ‘’….. kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları ve nakit para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. ….’’ şeklindedir.


Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.11.2017 tarihli 2016/4230 Es. 2017/15289 K. sayılı ilamı;

"…….düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır…..’’ şeklindedir.


Bu nedenle Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarını da göz önünde bulundurduğumuzda düğünde takılan ziynet eşyalarının kim tarafından takıldığının bir önemi olmaksızın, damada takılan ziynet eşyaları da dahil olmak üzere kadına bağışlanmış olduğunu ve artık kadının kişisel malı olduğunu söyleyebiliriz.


Düğün Takılarının (Ziynet Eşyası) İadesi Nasıl Olur?


Boşanma davası ile birlikte ziynet eşyalarının iadesi yapılabileceği gibi boşanma davasından sonra da ziynet eşyalarının ve değerlerinin iadesi talep edilebilir. Ziynet eşyasının iadesini isteyen taraf mümkünse aynen iadeyi, aynen iade mümkün değilse ziynet eşyasının bedelinin kendisine ödenmesini talep edebilir. Ziynet eşyalarının bedeli talep edilmesi halinde bu talep 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde talep etmelidir ve bu zamanaşımı süresi boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlar.


“Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların; aynen iadesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Dava konusu eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olamaz. Dava konusu eşyaların var olduğu tespit edilemez ise istem tazminata ilişkin olduğundan Borçlar Kanununun belirlenen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve karı koca arasındaki davalarda Borçlar Kanunu’nun dikkate alınması gerekir.” (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2011/5634 K.)


Bazı durumlarda eşler takılan ziynet eşyalarının düğün masraflarına, borçlara, evlilik birliği içerisinde yapılan ödemelere harcandığını iddia edebilir. Burada belirleyici olan husus, düğün takılarının iade edilmek üzere verilip verilmediğidir. Yargıtay içtihatlarına göre kadının, ziynet eşyalarını geri iade almak koşuluyla verdiği kabul edilir. Bu sebeple bu tür durumlarda erkek, kadın tarafından kendisine verilen ziynet eşyalarının geri ödenmek koşuluyla verilmediğini ispat etmek zorundadır. Aksi durumda erkek, düğün takılarını iade etmekle mükellef olacaktır.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/1769 E., 2018/13037 K. sayılı ilamında şu ifadelere yer vermiştir:

“Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının bozdurulduğu anlaşılmış ise de; tekrar iade edilmemek üzere davalı-karşı davacı erkeğe verildiği hususu kanıtlanmamıştır. Bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı erkek ispatlamak zorunda olup, davalı erkek bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir.”


Konuya ilişkin bir başka karar şöyledir:


Hukuk Dairesi 2019/2878 E. 2019/10463 K.“…Somut olayda; davalı kocanın, takılan altınların bir kısmının evlilik birliği içinde iade edilmemek üzere düğün borçlarına harcanmış olduğunu belirtmesi karşısında bozdurulan bu altınlar yönünden, kadının isteği ve onayı ile bozdurulduğunun kanıtlanması, davalı kocaya düşmektedir,


O halde, mahkemece yapılacak iş; davalı kocaya bozdurulan altınların kadının isteği ve onayı ile bozdurulduğunun yemin dahil her türlü delil ile ispatına imkan verilerek sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda davacının ziynet alacağına ilişkin talebin tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…”


İspat Yükü Kimde?


Önemli hususlardan biri de ispat yüküdür. Davayı açan taraf ya da ziynet eşyalarını talep eden taraf HMK gereği ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını mahkemede ispat etmek zorundadır.


Düğünde takılan takıların değerini, miktarını hesaplayabilmek adına ise açılan davaya delil olarak düğünde çekilen fotoğraflar ve kamera kayıtları sunulabilir. Böylece mahkemenin ziynet eşyaları konusunda hesap yapacak bilirkişinin incelemesi sonucu miktar bilgileri net olarak ortaya çıkacaktır. Ayrıca düğüne katılan kişilerden tanıklık yapmasını talep edebilir, yemin deliline başvurabilirsiniz.


‘Düğünde Takılan Altınların Elinden Alındığına İlişkin Tanık Beyanları geçerlidir.’


Yargıtay 3.HD. 2017/9471E. 2018/12221K; Davacı kadın ziynet eşyalarının iadesi talebi ile dava açmıştır. Mahkeme yapılan yargılama sonucu kadının taleplerini reddetmiştir ve davacı kadın temyiz yoluna başvurmuştur.


Özetle; ziynet alacağına ilişkin davalarda tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olmadığı hususlarda tanık beyanlarına dayanarak altınların miktarı, cinsi, değeri belirtilebilir. Bu beyanların hükme esas alınması gerekir. Aksi yöndeki kararların bozulması gerekmektedir.”


Peki Evi Terk Eden Kadının Açacağı Davada İspat Durumu Nedir?


Evi terk eden kadının ziynet eşyalarını yanında götürmüş olduğu varsayılır. Aksini iddia eden kadın ziynet eşyasının evde kaldığını ispat etmek zorundadır. Ancak kadın şiddete maruz kaldığı için evden korkuyla ayrılmak durumunda kalmışsa veya evden kovulmuşsa ziynet eşyalarının evde kaldığını ispatlamak zorunda değildir. Eğer evi terk ederken ziynet eşyalarını almasına izin verilmediyse bu durumda ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Çünkü ziynet eşyaları pahada ağır yükte hafif eşyalardır dolayısıyla saklanması ve taşınması da rahat olacaktır. Bu durumda kadının ziynet eşyasını evi terk ederken yanında götüremediğini iddia etmesi olağan hayatın akışına aykırı kaçacaktır.


Ziynet Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme neresidir?


Ziynet davalarında görevli mahkemede Aile mahkemesi olmakla birlikte yetkili mahkeme ise

Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki Genel Yetki Kuralına göre belirlenmiştir. Dolayısıyla yetkili mahkeme davalının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesidir.



527 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page